Eskiz.com
ESKİZ'e hoşgeldinnn....
Bizden biri olmak için,ailemize katılıp hayatını yaşamak için...
HEMEN ÜYE OL!!! :)
Eskiz.com
ESKİZ'e hoşgeldinnn....
Bizden biri olmak için,ailemize katılıp hayatını yaşamak için...
HEMEN ÜYE OL!!! :)
Eskiz.com
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Eskiz.com

**eskiz**
 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Dergimiz Kasım ayında sizinle...
üye bulana +50 rep anında (: üye bulmak kutsal görev * online üyeye gerçekten çok ihtiyacımız var lütfen üye bulmamıza yardımcı olun ~

 

 SüRüden AyRılanı KuRt Mu KapaR?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
kullanıcıadı
Üye
Üye
kullanıcıadı


Kadın
Mesaj Sayısı : 59
Yaş : 31
Nerdensn..?? : neetçen beaaa=P
Ruh Halin : İyiDir iYi
Rep :
SüRüden AyRılanı KuRt Mu KapaR? Left_bar_bleue0 / 9000 / 900SüRüden AyRılanı KuRt Mu KapaR? Right_bar_bleue

Kayıt tarihi : 24/06/08
Puan : 0
Teşekkür : 0

SüRüden AyRılanı KuRt Mu KapaR? Empty
MesajKonu: SüRüden AyRılanı KuRt Mu KapaR?   SüRüden AyRılanı KuRt Mu KapaR? Icon_minitimeSalı Ağus. 26, 2008 4:06 pm

Bir matematik dehası olarak kabul edilen Pisagor, M.Ö. 6 y.y.’da kendi adını taşıyan teoremiyle matematiğin kurallarını değiştirdi. Teorem temelini; “Bir dik üçgende, dik kenarlar üzerine kurulan karelerin alanlarının toplamı, hipotenüs üstüne kurulan karenin alanına eşittir.” düşüncesinden alır. Teoremin matematiksel olarak c²=a²+b² şeklinde ifade edilmesiyle Pisagor, tamsayıların hatta rasyonel sayıların bile matematik için yetersiz olduğunu ispat etmiş ve irrasyonel sayıları bulmuştur. Pisagor; klasik anlayıştan ayrılmış, matematik kurallarını yıkmış ve değiştirmiştir… Aradan geçen yüzyıllara rağmen ‘Pisagor Teoremi’ni de irrasyonel sayıları da hâlâ kullanıyoruz.

Hastalıkların tedavisinde temizliğin ve dinlenmenin önemini keşfeden, hekimlerin tırnak uzunluklarına bile dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan, hastalıkların doğaüstü olayların değil çevre faktörlerinin sonucu ortaya çıktığını savunan Hipokrat, döneminin tabularını yıkarak tıbbı hurafelerden temizledi. Ve bundan dolayı, ölümünün üzerinden iki bin beş yüz yıldan fazla zaman geçmiş de olsa, Hipokratsız bir tıp jargonu bugün bile düşünülemiyor.

Geometrik kavramların mimarı Battani, önce kendi bakış açısını sonra da insanların yıldızlara bakış açısını değiştirdi. Güneş yılını, en son bulgulara oranla çok az bir sapmayla 365 gün, 46 dakika, 24 saniye olarak hesapladı. Ay’ın hareketlerini tespit etti. Astronomik cetveli hazırlayan ilk bilim adamı oldu. Batı dünyası yıllarca Ay’ı onun ismi (Albategnius) ile andı.

Kopernik’ten önce dünyanın güneş sisteminin merkezinde olduğuna, güneş ve diğer gezegenlerin onun etrafında döndüğüne inanılıyordu. Kopernik, güneşi yerli yerine oturtup dünyanın onun etrafında döndüğünü söylediğinde yer yerinden oynadı, ardından kilisenin dogmaları yıkıldı.

Dört yaşına kadar konuşamamıştı. Tembel ve düşük zekâlı bulunduğu için de dokuz yaşındayken ilkokuldan atıldı. Oysa tarih boyunca yaşamış en zeki insanlardan biri olarak kabul edilen Einstein, birçok engellere ve kötü muamelelere maruz kalmasına rağmen bilimi sevdiği şekilde yorumlayarak insanlık tarihine geçti. Teorileri ile ışık, enerji, hareket, yerçekimi, uzay ve zaman gibi esrarengiz kavramlara dair insanoğlunun tüm algısını değiştirdi. “Tanrı zar atmaz!”, “İnsanların önyargısını parçalamak, atomu parçalamaktan bile daha zordur!”, “Dahiler ve üstün yetenekliler her zaman sıradan akılların şiddetli muhalefetiyle karşılaşacaklardır!” gibi özlü sözleri de dünya üzerinde milyonlarca insan tarafından telaffuz edildi.

1968’deki Meksika Olimpiyat Oyunları’na kadar bütün yüksek atlamacılar alışılmış ‘Western Roll’ tekniğiyle yarışıyorlardı. Yüzleri çıtaya dönük, vücutları paralel şekilde çıtayı geçmeye çalışıyorlardı. Fakat bu durum değişmek üzereydi… Pek tanınmamış bir atlet çıtaya yaklaştı ve 2.24 m’lik atlayışı ile yeni dünya rekorunu belirledi. Tek yaptığı havalandıktan sonra tüm atletlerin aksine çıtaya yüzünü değil sırtını dönmekti. Ayaklarını yukarı çekti ve dizlerini kırarak çıtanın üzerinden sırtüstü atladı. Atletin adı Dick Fosbury’di. Yüksek atlamanın kurallarını yıktı ve kendi atlayış tekniğiyle en yüksek seviyeye sıçradı. Ve o günden sonra bu atlayış tekniği onun adıyla anıldı. Bugün yüksek atlamada hâlâ bu teknik (Fosbury Flop) kullanılıyor.

Van Gogh, bir çiçeğin zihnimizdeki yerleşik şekline dair kuralı yıktı… Freud, hastalıkların tedavilerine yönelik kuralı yıktı… Pasteur, salgınların geleneksel tedavi yöntemleri kuralını yıktı… Hank Lusetti, basket topunun nasıl atılması gerektiği kuralını yıktı… Pete Gogolak, Amerikan futbolunda topa nasıl vurulacağının kuralını yıktı… Stravinsky, bale müziğinin nasıl olması gerektiği kuralını yıktı… Beethoven, senfoni müziğinin kuralını yıktı… Cummings, şiirin yazım kuralını yıktı… Henry Ford, işçilere ne kadar ücret ödenmesi gerektiği kuralını yıktı…

Dünya tarihinde sanattan siyasete, tıbbiyeden askeriyeye, iktisattan astronomiye, ekonomiden spora kadar bütün yenilikler, değişim ve dönüşümler, bir kişinin cesaretle çıkıp mevcut kuralları yıkması ve yeni kuralları koymasıyla vuku bulmuş, sonrasında ise takipçileri olmuştur. Bu gözü kara aksiyonun mimarları bazen halkın el üstünde tuttuğu ‘kahramanlar’ olmuş bazen de, insanları hakikate çağıran onları hayatı sorgulamaya davet eden Sokrat gibi, ‘asi’ (!) olarak vasıflandırılmış ve baldıran zehri içirtilmiştir. Fakat net olarak bildiğimiz şudur ki; ister asi ister kahraman olsun, bu insanlar kendilerini azimle, kararlıkla ve de en önemlisi cesaretle inandıkları doğrulara adamış, bu sayede de değişim ve dönüşüm gerçekleşmiştir. Zira dünya tarihini avcılar yazmış olsa da tarih kitaplarında geçen aslanların sayısı bir hayli fazladır. Çünkü tarih, asi ya da kahraman ayrımı yapsa da cesurları hep yazmıştır.

Cesaret sahipleri, farklılaşan ve farklılaştıranlardır. Araştıranlar, sorgulayanlar, arayanlar, bulanlar, keşfedenler, icat edenler, inkılap ettirenler; hep sıradanlığı reddeden, yapılmayanı yapma heveslisi, olmaz denileni olur kılma azimlisi bu cesur insanlardır. Eski köye yeni adet getirme meraklıları… Kısaca, sürüden ayrılanlardır…

Sürüden ayrılanı kurt mu kapar?

Belki evet ama bunun doğru olduğuna inanırsak zaten ayrılmayanı da günün sonunda kasap keser. Hem belki kurt yok. Belki meşgul ya da uyuyordur. Belki bizi görünce o bizden korkacak. Belki tüm bunlar gerçek ama bizi yemesi için önce yakalaması gerekecek. Daha da önemlisi bu sözü bize kim söylüyor? Kurt mu, yoksa sürüden ayrılmamamız için çoban mı?

Aslında gerçekler ve cevaplar her ne olursa olsun bizim ihtiyacımız çok basit; parçalanacağını bile bile kraliçeye çirkin olduğunu haykıran ayna kadar şahsiyet, kral çıplak diye bağıran çocuk kadar da cesaret…

Ünlü İrlandalı yazar Bernard Shaw’ın bir sözünü sürü psikolojisine uyarlayarak bitirelim:

“Mantıklı bir insan, sürüden ayrılmaz ve kendini dünyaya uydurur. Mantıksız bir insan ise sürüden ayrılıp, dünyayı kendine uydurma hususunda ısrar eder. Dolayısıyla dünyadaki tüm gelişmeler sürüden ayrılmış mantıksız insanlar tarafından gerçekleştirilir.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
SüRüden AyRılanı KuRt Mu KapaR?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Eskiz.com :: Serbest Bölge :: Hikayeler-
Buraya geçin: